Bitlis İl Müftümüz Mehmet Feysal Geylani, Arife gününün sabah namazından başlayıp, Kurban Bayramı'nın dördüncü gününün ikindi namazına kadar devam eden teşrik tekbirlerini unutmama çağrısında bulundu.
Farz namazlardan sonra üçer defa alınan tekbirlere ‘teşrik tekbiri’ denildiğini belirten Geylani, bunun da İbrahim aleyhi selamdan günümüze kadar geldiğini söyledi.
Geylani, bu tekbirin, "“Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Lâ ilâhe illallâhu vallâhu Ekber. Allâhu Ekber ve lillâhi’l-hamd.” şeklinde söylediğini vurguladı.
Kurban Bayramı'nda, her farz namazdan sonra kadın ve erkek için teşrik tekbirleri getirilmesinin vacip olduğunu hatırlatan Geylani, teşrik tekbirleri; Allah'ın yüceliğini, kudretini, vahdaniyetini, Allah'ın yegâne güç sahibi olduğu anlamına geldiğini dile getirdi.
Geylani, teşrik tekbirleriyle bayramın 4’üncü gününe kadar müminler arasında ittihadın, birliğin, beraberliğin, dayanışmanın, yardımlaşmanın ve paylaşmanın zirveye çıkmasının sağlandığını ifade etti.
Geylani, teşrik tekbirlerinin, İbrahim aleyhi selamın samimiyeti ve İsmail aleyhi selamın teslimiyetini bize hatırlattığının altını çizdi.
Geylani, “Arife gününden bayramın 4’üncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit farz namazından ‘Allâhü Ekber, Allahü Ekber, Allahü Ekber. Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd.’ şeklinde söylenir. Kâinatın yaratıcısı Cenab-ı Haktır, O'nun eşi, ortağı ve benzeri yoktur. O, bizim Rabbimiz, biz O’nun kuluyuz. Kadın, erkek, seferi, mukim her mükellefe teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir. Eğer bu 4 gün içerisinde namazımız kazaya kalmışsa, hemen kaza namazının arkasında vacip olan teşrik tekbirlerini getirmeyi unutmayalım.” dedi.
Bayramların dinleme günleri olmadığını belirten Geylani, şunları söyledi:
“Fakiri, fukarayı, yetimi, öksüzü sevindirme günüdür. Hastaları, komşuları, akrabaları ziyaret etme günüdür. Dolayısıyla bayram bizim için tatil değil, gönül kazanıp Allah’ın rızasını, affını kazanma günüdür. Küskünlük ve dargınlıklar bayramda kaldırılır. Peygamber Efendimiz bir hadisinde, ‘Bir müminin, bir müminden üç günden fazla küs ve dargın durması caiz değil.’ Buyuruyor. Bunların en hayırlısı ilk önce selamı verip, bu dargınlığı ortadan kaldırandır. Bu günlerimizi iyi değerlendirmemiz lazım.”