05.07.2018

Tatvan'ın Tarihi

Uzun bir geçmişe sahip bulunan Tatvan, ilk çağlardan itibaren çeşitli milletlerin ve bu arada Dara, Büyük İskender, Selçuklu Hükümdarı Alparslan, Timur, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Şah İsmail ve 4. Murad’ın ordularına geçit görevi görmüştür. Osmanlı Hükümdarları İran seferlerine çıktıklarında Tatvan’dan önemli oranda istifade etmişlerdir.

 

 

Araştırmalar sonucunda elde edilen belgelerden anlaşıldığı kadarıyla, ilçe ve çevresinin ilk sakinleri Subarlar’dır.Daha sonra Hurriler ve Hititler ile bunlara bağlı çeşitli boylar Tatvan’a hâkim olmuşlardır.

M.Ö. 1300’lerden itibaren Urartular, Van ve çevresi ile birlikte Tatvan’a üç asır boyunca egemen olmuşlardır. Van şehrini kendilerine başkent edinen Urartular’ın Tatvan’daki hâkimiyetleri sona erdikten sonra ilçeyi çeşitli boylar yurt edinmişlerdir. Söz konusu boyların Asur, İran, Roma ve Bizans gibi çeşitli devletlerle kısa veya uzun temasları olmuştur.

1071’deki Malazgirt Meydan Savaşı’ndan sonra Tatvan, Selçukluların eline geçmiş ve bu durum M.S. 1200’lere kadar devam etmiştir. Bu tarihlerden sonra Tatvan, Harzemşahlar, İlhanlılar ve Akkoyunluların istilasına uğramıştır.

Tatvan’ın tarihinde dönüm noktası sayılabilecek olaylardan biri ise bölgede Osmanlı hâkimiyetinin başlamış olmasıdır. 1514 tarihli Çaldıran Savaşında Şii-İran ordusunu bozguna uğratan Osmanlı ordusunun bu başarısından sonra Doğu Anadolu topraklarının büyük bir bölümü Osmanlı Devletine bağlanmıştır. İdris-i Bitlisi’nin yardımları ve çabaları sonucu Bitlis ve Hizan emirleri de diğer bölge emirleri gibi Yavuz Sultan Selim’e itaat etmişlerdir. İdris-i Bitlisi’nin gayretleri neticesinde bölgede birçok bey daha (Cizre, Eğil, Garzan, Palu, Siirt, Hasankeyf, Silvan Beyleri), kendilerine toprakları temlik olarak verilmek şartı ile Osmanlı Devletine bağlanmışlardır.

Tatvan isminin ne zaman ve kimler tarafından verildiği bilinmemektedir. Ancak Evliya Çelebi, Rahova (Rahva) Ovasından doğuya doğru üç saat yürüdükten sonra Taht-ı Van kalesine ulaşıldığını ve buraya yöre halkının Tatvan adını verdiklerini kaydetmektedir. Burası Van denizi kenarında olup, Van Paşası’nın Hassıdır, Subaşılıkla idare edilmektedir. Evliya Çelebi’ye göre Kanuni döneminde Zal Paşa burada küçük bir kale yaptırmıştır.Tatvan kalesi daha sonra, İran Şahı Tahmasb döneminde İran orduları tarafından tahrip edilmiştir. Tahmasb’ın orduları Ahlat ve Adilcevaz kalelerini istila ettiklerinde, Tatvan’dan gemiler ile Van’a yardım gitmesini engellemek amacıyla buradaki kaleyi tahrip etmişlerdir. Fakat buna rağmen Tatvan bir liman olarak, bundan sonra da önemini korumuştur.Tatvan ilçesi ilk kez Küçüksu Nahiyesinde 1879’da kurulmuş bir köy görünümünde idi.

1918 yılında Bitlis iline bağlı bir nahiye merkezi durumunda olan Tatvan, 1936 yılında ilçeye dönüştürülmüştür. 1900’lerin başlarında küçük bir köy durumunda olan Tatvan daha sonra hızlı gelişme göstermiş, sürekli bir ilerlemeye paralel olarak ilçe teşkilatına kavuştuğunda, Karşıyaka mahallesinde bulunun idare binaları 1946 Haziran’ında Tuğ mahallesine taşınmıştır.

Tatvan, ilçe olduğu dönemde yaklaşık üç yüz nüfuslu küçük bir kırsal yerleşim birimi idi. 1950’de 3.179 olan nüfus miktarı 1965’te 10 bini, 1970’te 20 bini, 1980’de 40 bini ve 1985’te ise 50 bini aşmıştır. Tatvan, Vangölü havzasında önemli bir demiryolu, karayolu ve deniz ulaşım merkezidir. Doğal bir kavşak konumundadır. Bu konumu Tatvan’ın çok hızlı gelişmesini ve büyümesini sağlamıştır. Yörede önemli bir ticaret merkezi konumuna gelmiştir.